Firdevs, elli yaşlarında ve gözü yükseklerde olan bir kadındır. Hatta eşini de genç yaşında bu tür davranışları yüzünden kaybetmiştir. Eşi artık sonunda Firdevs Hanım’ın para ve şöhret hırsından bunalmış, bir gün Firdevs Hanım’ın genç aşıklarından gelen mektupları fark ederek kalp krizinden vefat etmiştir. Firdevs Hanım ise çok kısa bir süre yas tutarak, tekrar gezinti yerlerinde görünmeye devam etmiştir. Ayrıca ölümüne rağmen kendisini anne yaptığı için eşine nefret duymaya devam etmiştir. Firdevs Hanım’ın kızları olan Bihter 22, Peyker ise 25 yaşında ve evlidir. Peyker annesinin istemediği bir evlilik yaparak bir memurla evlenmiştir. Hatta bir de hamiledir ve Firdevs Hanım’ı büyükanne yapacaktır. Bu durum Fidevs Hanım için çok korkunçtur. Çünkü yaşlanma düşüncesi bile onu çılgına çeviriyordur. Bu yüzden de kızına içten içe bir nefret duymaktadır.
Firdevs Hanım ve kızları herkes tarafından tanınır ve her yaptıkları, giydikleri olay olur; beğeni kazanırlardı. İstanbul’un gezinti yerlerinde “Melih Bey Takımı” diye anılırlardı. Onlar için şöhret, zenginlik, mücevherler, giyim her şeyden önemliydi.
Adnan Bey ise kırk beş yaşında, zengin bir adamdır. Nihal adında genç bir kızı, Bülent adında küçük bir oğlu vardır. Karısı ölmüştür. Bülent yatılı okulda okumaktadır. Adnan Bey şuhluğu ve serbestliğiyle ün alan Firdevs Hanım’ın kızı Bihter’le evlenir. Bihter bu evlenmeye, sırf Adnan Bey’in zenginliği yüzünden razı olmuştur. Artık kocaman bir evde zengin bir hayat sürecektir. Hizmetçiler, mücevherler, kıyafetler… Bu, tam onun istediği gibi bir yaşamdır.
Nihal bu evlilikten hiç memnun değildir, babasını başkasıyla paylaşma düşüncesiyle Bihter’den nefret etmektedir. Hatta babasına da Bihter’i aralarına soktuğu için kızmaktadır. Fakat küçük yaştaki Bülent bu durumdan gayet memnundur; çünkü genç bir anneye sahip olmuştur. Firdevs Hanım ise kızını zengin bir koca ile evlendirdiği için memnun, fakat bir yandan da kızına karşı olan kıskançlığından dolayı bir kin beslemektedir.
Kısa zamanda Bihter’in düşünceleri değişmeye başlar. Genç bir insanın yalnız servete değil, sevmeye de ihtiyacı olduğunu anlar. Bir süre sonra da kocasının çapkın yeğeni Behlûl ile aralarında bir “yasak aşk” başlar. Behlûl, hayatta eğlenceden başka bir şeye değer vermeyen, her gününü başka bir kadınla geçiren biridir. Fakat bu sefer hayatının aşkını bulduğunu düşünmektedir. Fakat yanılmaktadır. Çünkü bu aşk onu çok kısa bir süre eğlence hayatından uzak tutar. İki hafta içinde Behlûl yine eğlence hayatına kaldığı yerden devam eder. Bihter ise geceleri Behlûl’ün eve gelmediğini fark ederek çok üzülmektedir. Çünkü bütün umudunu bu aşka adamıştır.
ben ara sıra bakıyorum
sizce nasıl
bence eh iste bihter :hıı: